23 Kasım 2012 Cuma

LOGIC WILL GET YOU FROM A TO B. IMAGINATION WILL TAKE YOU EVERYWHERE A. Einstein

Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarla okul konusunu konuşurken, Mira'nın akademik hayatına ilişkin hiç bir hayalim/beklentim olmadığını fark ettim. Evet kızımın iyi okullarda okumasını istiyorum ama yok okul birincisi olsun, yok takdir alsın, yok profesör olsun/ akademik deha olsun gibi beklentilerim yok hiç. Hatta profesör falan olmasın mümkünse..Çünkü bizdeki eğitim sistemiyle profesör olmak için benim gibi ezberci olması gerek...Bunu hiiççç istemiyorum...

İstiyorum ki hayal gücünü, yaratıcılığını, merakını hiç bir zaman kaybetmesin...hep bir yanı çocuk kalsın.. hep şimdiki gibi sorgulasın...yeni şeyler öğrenmekten/denemekten zevk alsın...İşini sevsin...Mesela Disney/PIXAR'da çalışsın...çizgi film yapsın...ne güzel olur di mi ama!!!! Tabii bu sistemle bunlar yalnızca hayal olarak kalır herhalde...Ama onu akademik olarak zorlamayacağımızdan kesinlikle eminim.

Umarım kendi hayallerini gerçekleştirebilecek kadar şanslı olur Mira'cım...

Neyse tüm bunlar nereden çıktı ??? 1) geçenlerde bir hafta sonu CER Modern'de Van Gogh sergisine gittik (mira'nın deyimiyle vangoya gittik...kızımın ilk sergisi bu arada)... 2) veee sinemada Brave'i izledim...
biz niye bu kadar yaratıcılıktan uzağız/ bu kadar kaderciyiz diye hayıflandım...buradan çıktı işte...

voila...

Resimlerle Mira ve Van Gogh....













6 Kasım 2012 Salı

MİRA'CA/ KREŞE DE BAŞLADIK

3 yaş tam lokum kıvamına geliyor keratalar. Bi tatlı bi tatlı...
Bıcır bıcır konuşuyo... Bayılıyoruz...
İste Mira'ca bir kaç kelime...

Dotames: Domates
Yuturma: Yumurta
İnşitat: İnşaat
Tuyata: Çikolata
Tutalet: Tuvalet
Teteyon: Telefon
Papapes: Patates
Pütür: Tükür
Hadi talt: hadi kalk

Sanoş: Mira bebeğinin adı ne?
Mira: Hımmm. Hatırlayamadım. Prenses gibi bi şeydi. Ne olabilir sence???
Anne'ye sorulur...Rapunzel kızım..
Mira: ha evet yapı özel!!!!

Sanoş'la düğününde ne giyeceğimizi konuşuyoruz.
Mira da sohbete dahil oluyor:
Ben pembe giyeyim sanıyım!!!!
Allaam büyümüş de ne giyeceğine karar veriyor. Yiycem ben bu kızı ya...

Ha bu arada Fransızca'ya da giriş yaptık.

coman tapel tü?
jö pamel Mira   yı gayet güzel söylüyoruzz... (jö mapel olucak ya neyssse...)

Ya bu arada yazmayı unuttum....
Mira Eylül 2012'de yarım gün kreşe başladı ve kreşi çok sevdi....
Yuva Gelişime.. Tahminimizden çok daha hızlı alıştı kreşe.
Daha ilk günden tam 2 saat durdu kreşte hem de başında kimse beklemeden...
Nazar değmesin inşallah maşallah diyelim!!!!








22 Ekim 2012 Pazartesi

FLORANSA ANILARI

Floransa'ya dair ilk aklımda kalan Mira'nın elinde I-Phone, heykellerin ve Barış'la benim fotoğrafımı çekmesiydi. Meğer küçük bir fotoğraf sanatçısı yetişiyormuş da haberimiz yokmuş!!!! Mira heykelleri çekerken Japon turistler de Mira'nın fotoğraflarını çekiyordu... Çok komikti!!!!
 Onun dışında Floransa tabii ki rüya gibi. Bence dünyanı en güzel Duomo'su (pembe yeşil renklerine bayılıyorum, yalnız biraz eskimiş mi ne :-)) ) Floransa'da... Onun dışında Mira meydandaki atlı karıncayı çok sevdi. Bir de festival zamanı olduğu için heryerde bando, müzik vs vardı...Güzeldi....

İşte fotoğraflar: Bakalım hangilerini Mira'nın çektiğini anlayabilecek misiniz???

Bu arada sonraki geziler için not: Bolonya'da kaldığımız otel Adriano Residence (mutfaklı falan), Floransa'daki Otel çok başarılı diil)))


















19 Ekim 2012 Cuma

3 YAŞINDA ÇOCUKLA FLORANSA-BOLONYA GEZİLİR Mİ???

Evet kesinlikle gezilir!!! Hatta çocukla illa yurtdışına gidilecekse bence ilk sırada yer alacak yerlerden Bolonya ve Floransa.  İtalya gezisi yapmaya ilk karar verdiğimizde aslında araba ile Toscana turu yapmayı planlıyorduk. Ancak Mira'nın arabada 1/2 saatten fazla oturamadığı ve kudurduğunu göz önünde bulundurunca daha ufak ve daha az yorucu bir rota çizmeye karar verdik. THY'nin Bolonya'ya uçtuğunu görünce ve internette de Bolonya ile ilgili olumlu yorumları okuyunca yalnızca Bolonya ve Floransa'yı içeren bir gezi programı yapmaya karar verdik.

Aslında ilk düşüncemiz Bolonya'dan trenle yakındaki küçük şehirlere gitmekti, Parma, Modena, Siena ...Ancak Mira doğmadan önce çoğu yeri gördüğümüzden Bolonya da beklediğimizden iyi çıkınca 3 günü Bolonya'da geçirmeye karar verdik.

Bolonya baştan sona tarih kokan küçük bir ortacağ kenti gibi... Batının en eski üniversitesi olan Bolonya Üniversitesine ev sahipliği yapıyor. Kopernik, Erasmus ve Dante bu üniversitenin öğrencileriymiş...Bu nedenle şehire kültürlü genç popülasyonu hakim. Küçük bir şehir olmasına rağmen Bolonya'da herşey var, müzeler, heykeller, bahçeler... Shopping için en lüks mağazalar, Gucci, Prada, Louis Vuitton.. (alamasak da göz gezdirmek bile eğlenceli!!!) Bütün şehri yürüyerek gezebiliyorsunuz. 3 gün boyunca yalnızca iki kere otobüse bindik. Otobüslere inip binmek de çok kolay... bileti otobüsün içinden alabiliyorsunuz. Ayrıca Tren istasyonundan tüm İtalya'ya ulaşım mümkün...Floransa trenle 35 dakika, Venedik 1 saat...her yer çook yakın...Havalanına gidiş geliş de çok kolay. Taksi ile şehrin içinden 10 dakika falan sürüyor...Bu nedenle Bolonya'yı merkez yapıp buradan çevre gezilebilir rahatlıkla...

Yemeklere gelince.... Bolonez sosun anavatanı olan Bolonya gerçekten tam bir gurme şehri...Makarna ve Pizzalara tam not verdik. Öyle ki ağzına zeytin ve dotames (domates) sürmeyen Mira zeytinli pizza ve bol domates soslu makarna yemeye başladı!!! Gezinin sonunda içimiz dışımız makarna oldu dese de Mira yemeklere bayıldı ve hiç sorun çıkarmadı...

Benim internetten bulduğum "Trattoria Pizzeria'nın pizza ve makarnasını o kadar çok beğendik ki 2 öğlen üstüste orada yedik. Bolonya'ya bir daha gidersem kesinlikle tekrar denemek isterim!!!

Bunun dışında cafeler, pastaneler harika...Bir cappucino bu kadar mı lezzetli olur!!! Hangi cafe/pastaneyi denediysek çok memnun kaldık...cafe Zanarini özellikle konum açısından güzeldi. Kızımla dışarıda oturup kahve keyfi yaptık. Hatta bir gün öğleden sonra da Mira arabasında uyuyunca biz Bagi'cimle içeride kahve keyfi yaptık!!!!

Gezilecek yerleri sorarsanız... internette hepsi var...ama bence sokaklara dökülüp şehri karış karış gezmek en eğlencelisi...Eğer çocuklu iseniz kaçırılamaması gereken tek yer Giardini Margherita...
Biz Türkiye'de büyük parklara hasret olduğumuzdan Mira da biz de Giardini Margherita da vakit geçirmekten büyük keyif aldık...Giardini Margherita yemyeşil kocaman bir park. Central Park'ın küçüğü gibi..Ama çocuklar için harika eğlenceler mevcut. Standart bir çocuk parkının yanı sıra, trambolinler...şişme kaydıraklar...trenler...atlı karınca..yani 3 yaşında bir çocuğu mutlu edecek herşey!!! Bu arada Mira upuuzun şişme kaydırağa korkmadan nasıl tırmandı nasıl kaydı hala şaşkınım..Ben tırsar kayamazdım şahsen!!!Bkz fotolarda mutlu Miraaaaa....

Floransa anıları bir sonraki postta!!!!!




















7 Eylül 2012 Cuma

Gezgin Prenses Mira...

Mira artık tam bir gezgin. Fotoğraflar bunu kanıtı. Kızım gezgin anne babadan doğduğundan küçüklükten beri sever gezmeyi.... Yolculuklarda hiç sorun çıkarmaz, yeme problemi olmaz...(Nazar değmesin) Borum tatil dönüşü bayram sonu olması nedeniyle havaalanı bayağı kalabalıktı. Orada uzun süre geçireceğimizi anlayan Mira: anne şu çantayı şöyle koyalım diyip, kafasını sırt çantasına koydu ve taşa uzandı!!! O an karar verdim...Evet artık Miroşkom'la tüm dünyayı gezebiliriz!!!! Bekle bizi dünya geliyoruz!!!!!
Bu arada Bodrum/Bitez'de Apart otel maceramız çok güzel geçti. Meh'le Sanem'in varlığı hem tatili zevkli hale getirdi hem de çok daha az yorulmamızı sağladı... Gündüz deniz, akşamları ver elini gümüşlük, yalıkavak yaptık....Güzeldi... çok güzeldiii.....Yine yapalım... yine yapalım...
Ayrıca Miraaa kollukla çooookkk ama çoooook güzel yüzüyor...Videolar teyze ve Meh'te ama alınca koyacağım buraya...